Hangi markayı tercih ediyorsunuz?

İş'ten Güç'ten Blog'u hakkında ne düşünüyorsunuz?

9 Şubat 2010 Salı

İyileştiren Hafta Sonu...


Yaptığı işten mutsuz olup iş değiştirmek isteyen insanlarla dolu etrafımız. Fakat bunun için ne alternatif yaratıyoruz ne de eyleme geçmeye cesaretimiz var; tek yaptığımız şikayet etmek. Psikolog ve DJ Cenk Erdem ve psikolog Dr. Duysal Aşkun, insanlara bu cesareti vermek, adım atmalarını sağlamak amacıyla İyileştiren Hafta Sonu adını verdikleri bir kişisel gelişim programı düzenlediler.



Hem psikolog hem de DJ olarak çalışan Cenk Erdem, daha önce bizi kimi zaman yüzleştiren kimi zaman cesaretlendiren parçaları İyileştiren Şarkılar adıyla bir albümde derlemişti. Amy Winehouse, Sting, Nelly Furtado, Cranberries ve Shania Twain gibi müzik dünyasının önemli isimlerine yer verdiği albümde insanların ruh haline iyi gelmeyi amaçlayan Cenk Erdem, bu projesini psikolog arkadaşı Dr. Duysal Aşkun ile bir kişisel gelişim programına dönüştürdü. Psikoloji ve müziği birleştiren İyileştiren Haftasonu programında müzik eşliğinde ilişki, kariyer, anne babalık, ruhsal ve zihinsel sağlık konularına değinildi.



Katılımcıların çoğunu iş dünyasından kişilerin oluşturduğu programda, kariyer ve iş dünyası da konular arasındaydı. Genel olarak herkesin derdi ortaktı: Yaptığı işten bıkkınlık, iş değiştirme arzusu, bambaşka bir ülkede yaşama hayali... Bu hayaller hepimize çok tanıdık, etrafınızda mutlaka benzer yakınmaları duyuyorsunuzdur. Fakat genelde bu yakınmalar sadece yakınmadan ibaret kalır, korkularımız eyleme geçmemizi engeller. Hiçbir şey yapmadan öylece oturup bir şeylerin değişmesini bekleriz. İyileştiren Hafta Sonu’nun esas amacı da eylem alma, adım atma cesaretini gösterebilmekti.



Katılımcılar arasında bu cesareti göstermişler de vardı. 20’li yaşların başında uluslararası bir şirkette pr’cı olarak çalışan bir katılımcı yaptığı işten zevk almadığını fark edip işi nasıl bıraktığını şöyle anlatıyor: "Bir gün uyandım ve ben artık oraya gitmek istemiyorum dedim. Hiçbir problemim yoktu, şartlar çok iyiydi. Ayrılırken ’Ben artık her gün uyanıp 9’da şu masada oturmak, saat 1’de öğle yemeğine gitmek istemiyorum’ diye ayrıldım. İlk 1.5 sene kendi hayatımı kurana kadar çok zorluk çektim ama şu anda sevdiğim işi yapıyorum. Bunu söylediğimde kimse beni desteklemedi. Herkes deli misin sen dedi. Birisi de gerçekten bunu istiyorsan arkasında dur demedi. Ama ben hiç pişmanlık duymadım, buna değdi."



Kanlarımızı memurlaştırıyoruz

Cenk Erdem’le yaptığımız sohbette iş dünyasında insanların en çok iş değiştirmekten korktuklarını öğreniyoruz: "Çünkü nasıl olsa sabit bir gelirim var, diyorlar; risk almak istemiyorlar. Bu durumu sistem de sömürüyor. Kişiler herşeye razılar. İnsanlar kanlarını memurlaştırıyorlar. Aileler de bu konuda çok karamsar konuşuyor. ’Evladım şu işinde bir sebat et. Bak komşunun oğlu süpervizör oldu, sen de biraz kalsaydın orada’ gibi. Bizim toplumun cesareti kıran, kısıtlayan razı oluşları var. Güzel bir adım atmaları için onlara cesaret gerek, hatta belki kovulmaları bile var olan durumdan daha iyi olabiliyor. Hiç mutlu olmadığı işte 10 yıl boyunca devam eden insanlar görüyoruz. Oysa ki tek ihtiyaçları birilerinin onları desteklemesi, ateşlemesi, motive etmesi. İnsanlar hayatlarında sorumlulukları varsa, çoluğu çocuğu varsa biraz geride durup akılcı davranabilirler. Biz asla duygusal davranın aklı da çöpe atın demiyoruz. Akılcı davranarak işlerine devam ederken alternatiflere de bakabilirler."



Duysal Aşkun, iş arayan ama ne bir özgeçmişi olan ne de bu konuda en ufak bir çabası olan pek çok kişinin olduğunu söylüyor.



Tatminsizlik ve takdir edilmeme

Aşkun, bireylerin iş yaşamlarında en çok karşılaştıkları problemleri şöyle sıralıyor:



1- İşin niteliğinin kişiyi belli bir noktadan sonra tatmin etmemesi



2- Yönetici tarafından yeterince takdir edilmeme dolayısıyla yaşanan motivasyon sorunları



3- Birey belirli bir yetkinliğe ulaştıktan sonra alternatifsizlik yaşanması olarak sıralanıyor.



Bu tür problemler için en iyi çözüm adımları ise:



1- Sorunu iyi bir şekilde tanımlama (İşin kendisi-ilişkiler-iş ortamı-yetkinliklerin uyuşmaması..vs.)



2- Sorunu tanımladıktan sonra kendimizi daha iyi anlamak adına kendimize bazı soruları sormak.



3- Çevremizden yeni olanaklar konusunda önce bilgi toplamak.



4- Yeterince bilgi topladıktan sonra uygun eylemi seçmek (iş başvuruları, yönetici ya da İK ile diyalog sürecine girmek, CV düzenlemek..vs).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder